Amerika ve Avrupa ülkelerinde oldukça uzun zamandır bir meslek olarak kabul edilen koçluk (coaching) Haziran 2013’ten beri Türkiye’de resmi kabul görmüş bir hizmet alanı. Ülkemizde koçluk uygulamalarının bu tarihten önce ve standartlar belirlenmeden başlamış olması ise maalesef toplumdaki algının hâlâ karışık olmasının sebeplerinden biri…

Terim olarak 1880’lerde spor ile ilişkilenerek yer bulan “koçluk” ifadesinin o zamanki açılımına baktığımızda “belirli amaçlara ve hedeflere ulaşmak üzere bir kişiyi veya bir grubu yönlendirme, bilgilendirme ve eğitme odaklı bir metodoloji” şeklinde oldukça geniş bir tanımlama ile karşılaşırız.

Sonrasında, toplumsal ve bireysel konulara odaklanan sosyal bilimlerin ortaya çıkışı, Sanayi Devrimi ile örgütsel yapı, personel yönetimi, motivasyon, danışmanlık gibi yönetimsel yapılar ve teorilerin doğuşu, fizikte görelilik kuramı ve psikolojide psikoterapinin ortaya konması aslında günümüz koçluk derinliğine zemin hazırlayan gelişmeler oldu.

Teknolojinin ilerlediği ve modern (!) üretimin hızla arttığı 20. yüzyıl başlarında psikoloji alanında gelişmeler yaşandı ve Davranış Psikolojisi, Hümanistik Psikoloji ve Bilişsel Psikolojinin yanı sıra Gestalt Terapi de doğdu. “İnsana yaklaşım” konusunda yeni açılımlar yaratan bu gelişmelere ek olarak 1960’lardaki insan odaklı toplumsal hareketler de hızla iş dünyasında da yer bularak işveren-çalışan ilişkisinin boyutlarını değiştirmeye başladı. Bu yeni yaklaşımların insan kaynakları ve eğitim odaklı yayınlarda önceleri “danışmanlık” olarak yer bulması, zamanla şirketlere alınan “psikolojik danışmanlar” ile başlayarak nihayetinde “koçluk” tanımının kabulüne giden bir yolun başlangıcıydı. Günümüzde bu iki kavramın (danışmanlık-koçluk) birbirine sıkça karışması belki de bu yüzdendir.

Böylece iş dünyasına giren koçluk, 2000’li yılların başında farklı ekollerle dünyaya yayılarak Amerika ve Avrupa’da olgunlaşma sürecine girdi. Türkiye’de de hızla gelişen bu mesleğin artık benzer bir süreçte olduğunu söyleyebiliriz.

Çıkış noktasının da etkisiyle öncelikle kurumsal hayatın “olmazsa olmaz”ları arasına giren koçluk uzun zamandır bireysel düzlemde de var olan iletişim, ilişki, motivasyon, hedef, performans vb. ihtiyaçlar konusunda da yararlılığını ispatlamış durumda. Fayda sağladığı alanların çeşitliliği nedeniyle “Yönetici Koçluğu”, “Takım Koçluğu”, “Ebeveyn Koçluğu”, “Öğrenci ve Eğitim Koçluğu”, “İlişki Koçluğu” gibi başlıklarda derinleşmesi ise kaçınılmaz olmuştur. İnsan gibi derin ve karmaşık bir konuya odaklı olması koçluğun yeni başlıklarla (örn. Farkındalık Koçluğu) derinleştiği kadar genişleyeceğinin de bir ispatıdır. Belli ki “potansiyelini ortaya çıkarmak ve performansını yükseltmek” isteyen herkesin yolu bir gün, bir şekilde mutlaka koçluktan geçecek.

Kaynak: https://rapidbi.com/history-of-coaching-a-true-insight-into-coaching/