Profesyonel Koç (coach), sanılanın aksine o bir rehber, mentor, danışman ya da terapist değildir; basit bir tanımla danışanın ilerlemeyi arzu ettiği süreçlerdeki yol arkadaşıdır. Bu yolculukta rolü nedir derseniz işte en temel bir kaçı…

Az konuşur, çok soru sorar… Bu aslında yukarıdaki diğer değerli mesleklerden ayrıldığı temel noktalardan biridir Koçun. Koçluk seansı boyunca danışanın sözlü veya sözsüz ifade ettiği duygu ve düşünceleri güçlü sorularla sadece yansıtır ve böylece danışan tarafında farkındalık, potansiyel ve çözüm yaratımını destekler. Yani eğer karşınızdaki kişi neyi nasıl yapacağınızı söylüyor, yaşadıklarınızın geçmiş sebeplerine iniyor ve deneyim paylaşımı yapıyorsa muhtemelen bir mentor, danışman ya da terapist ile karşı karşıyasınız demektir.

Performansa değil potansiyele odaklanır… Koç sürecin yöneticisi veya belirleyicisi değildir; danışan için oradadır ve onun potansiyeline kendini hariç tutarak hizmet eder. Ne danışan, ne de kendi adına bir performans kaygısı ya da hedefi taşır. O, danışanın çıktığı yolda kalmasını sağlar, engellerin çözümleri kadar kaynaklar ve potansiyeli konusunda da farkındalık kazanmasını destekler ve esnekliğe de açık olarak danışana kendini gerçekleştirmesi için alan açar.

An’da ve oradadır… Ve yoktur da… Koçluk ilişkisi güven, saygı ve kabule dayalıdır. Koç tarafında bu iki kavram şunları ifade eder: Profesyonel Koç, danışanın değerli, yeterli ve kendi cevaplarını barındıran ve kararlarını alabilecek bir birey olduğunun farkındadır. Süreç boyunca Koç, “danışan için” oradadır ve tüm odağı sadece danışanın kendisidir. Görüşmelerin gündemi ne olursa olsun, Koçun duyguları, fikirleri, önerileri ve özellikle de inanç, yorum ve yargıları kapının dışında kalır.

Daha fazlası için tıklayın.